Paylaşım yapmayalı uzun zaman olmuş, malesef hiç film izleyemediğim için paylaşım da yapamadım. Ama döndükten sonra ilk paylaşımım bir klasik olsun istedim ;
Konusu:
Güneyli güzel Scarlett O'Hara'nın üç evliliği, iç savaş ve Güney'in yeniden inşaa edilmesi sürecinde zenginlikten fakirliğe düşüşünü,sonra yeniden zenginliğe kavuşmasını anlatan film, Margaret Mitchell'in klasik eserinden sinemaya uyarlanmış olup yapımcı David O.Selznick'in en başarılı eseri kabul edilmiştir.
İzlemek için çok geç kaldığım filmlerden biri daha.. Gone With The Wind. Kendisi mini dizi modunda izlediğim filmler listesine de girmiş bulunmakta. Yaklaşık 4 saat olunca bir günde izlemesi zor oluyor haliyle tabi. Ama tam anlamıyla bir baş yapıt. Savaş filmlerini pek izlemem ama bunun tadı bir başkaydı. Savaşın olduğu kadar romantizmin de varlığını inkar etmemek gerek.. Ayrıca o dönemde böyle bir film çekebilmek çok büyük gayret ister sanırım. O dönem derken neyi kastediyorum.. tabi ki de sessiz film sonrasındaki dönemi. Sesli filmlere henüz geçilmişken çekilen bu filme ve kadrosuna hayran kalmamak elde değil. Ayrıca o dönem montaj olaylarının da olmadığını hatırlatmak isterim siz sinema severlere.
Bu filmle, kolay kolay izlemeyeceğim bir türde olan filmleri izlemenin aslında ne denli zevkli olduğunu da görmüş oldum. Arada değişiklik yapmak güzeldir ;)
Keyifli seyirler...
Yorumlar
Yorum Gönder