Bu sefer filmin konusu ile giriş yapayım yazıma:
İsminden de bir şeyler anlıyorsunuz ama bu film bundan daha fazlası emin olabilirsiniz. Öyle klasik Güzel&Çirkin hikayesi değil.
Dong-Gun özgüveni düşük olan ve özellikle alnındaki yaradan dolayı kendini oldukça çirkin bulan biridir. Bir gün taksi şoförlüğü yaparken taksisine binen Hae-Jon'a ilk görüşte aşık olur. Normalde Dong-Gun her ne kadar aşık olsa da hiçbir şey söylemez ama Hae-Jon'un gözlerinin görmediğini fark edince elinden geleni yapar onun kalbini kazanmak için. Bunu başarır da . Dong-Gun, Hae-Jon'un gözleri olur adeta, onu farklı farklı yerlere götürür etrafında gördüklerini anlatır (görmediklerini de zira onun gözünde kendisini dört dörtlük bir prens olarak görmek ister). Bir gün Hae-Jon, Dong-Gun'un neye benzediğini öğrenmek ister, Dong-Gun ise korkudan ne yapacağını bilemez ve kendisini anlatmak yerine liseden arkadaşı Jun-Ha'yı tasvir eder. Her şey çok güzel gidiyor derken, Hae-Jon'a bir gün doktordan telefon gelir ve ona uygun donör bulunduğunu öğrenir. İşte bu nokta Dong-Gun'un dünyası başına yıkılır, bu da yetmezmiş gibi lise arkadaşı Jun-Ha da ortaya çıkar ve ne tesadüf ki o da Hae-Jon'a aşık olur. İşte olaylar buradan sonra karışır...
Ben Güzel&Çirkin masalını ezelinden beri sevmişimdir, buna rağmen bu filme başlangıçta çekimser yaklaşmıştım nedense ama baktım ki ortada doğru düzgün romantik-komedi Kore filmi kalmadı, elden ne gelir başladım izlemeye. Beklentim düşük olduğundan mıdır nedir, inanılmaz eğlendim bu filmi izlerken. Hem güldüm hem ağladım yani tam benlik bir filmdi.
Hikaye çok iyi. Oyunculuğa gelince, Shin Min Ah için zaten söyleyecek bir şey yok, sadece oyunculuk kanında varmış diyeyim. Her filminde mi iyi oynar bir insan, eski yeni fark etmiyor.
Bu film ile ilgili tek ortalama şey sanırım müziğiydi, şimdi düşünüyorum da aklıma bile gelmiyor.
Romantik-komedi sever herkes izlemeli bu filmi, benden söylemesi.
Puanım:
Yorumlar
Yorum Gönder